Berker Güven Kimdir?

Zalim istanbul'da nedim karakterini canlandıran oyuncu Berker Güven kimdir?
Boyu, kilosu, burcu, doğum tarihi. Oyuncu aşka nasıl bakıyor. İlişkilerde karşısındaki kişiyi kısıtlar mı? Zalim istanbul'daki karakteri hakkında sorulan sorulara verdiği cevaplar ve daha fazlası. Ayrıca yer aldığı dizi ve filmler.

Berker Güven, 7 eylül 1994 yılında İstanbul'da dünyaya gelmiştir. İstanbul Bilgi Üniversitesi Sinema Televizyon Bölümü mezunu olan Berker Güven, adını ilk olarak Tiyatro sahnesinde duyurmuştur. Bir Tiyatro'da sahnelenen "Yen" adlı oyunda yardımcı erkek oyuncu rolünde yer alan Berker Güven, bu rolü ile ödül almıştır.

Boyu: 1.80
kilosu: 77
Burcu: başak

Berker Çalışkan tutkulu hassas duyarlı ve yardımsever biri.
Genelde ruh halini ise bir şarkıya benzetiyor.
Nakaratları var, inişleri, çıkışları var. Duygusu var, ritmi var. Asla monoton ya da stabil değil.

Geniş bir ailenin en küçük çocuğu.
Ailenin en küçük çocuğu olduğu için bütün kötü şakalar hep ona yapılmış. Aynı zamanda Hep el üstünde tutulmuş.
Oyuncu çocukluk yıllarında Asi biriymiş ve üniversite yıllarına kadar sevilen bir çocuk değilmiş.
Oyuncu öğrencilik yılları için ise şöyle söyledi. "Özel okullarda okudum. Ama hiçbir zaman adapte olamadım. Okuldaki öğretmenlerim zaten oyuncu olmak istediğimi biliyordu. Sağ olsunlar, hiçbir zaman bana işletme okuyacakmışım gibi davranmadılar. “Berker zaten oyuncu olacak, bırakın takılsın” modunda, beni hep özgür bıraktılar."

Babam filminde zihinsel engelli bir genci oynayan oyuncu. Bu kez de ‘Zalim İstanbul’da tekerlekli sandalyeye mahkum bir genci canlandırıyor peki oyuncu rollerine nasıl hazırlanıyor?

Oyuncu bu soruya şöyle cevap vermiş:
"Çeşitli yöntemlerim var bu rollere hazırlanmak için. Dış dünyayla olabildiğince iletişimi kesiyorum. Sahne'de senaryonun içine dalıyorum. Karakterin iyileşme süreci varsa grafiğini çıkartıyorum. Özetle çok çalışıyorum."

Ağır dram rollerinden sonra oyuncu gerçek hayata nasıl adapte oluyor?
Oyuncu bu soruya şöyle cevap vermiş: "Sadece özel durumlara sahip olmaları benim oynadığım karakterlerin derdini daha görünür hale getiriyor. Bunun da acıtasyona kaçmadan, gerçekçi bir şekilde ortaya çıkartılması için çok emek ve duygusal fedakarlık gerekiyor. Bu fedakarlığı yaptıktan sonra akşam eve geldiğinde duygusal olarak çok tükenmiş oluyorsun. Yoğun duygulara maruz kalıyorsun. Sonra bittiğinin farkına varmak rahatlatıyor."

Oyuncu kendisini 10 sene sonra evli iki çocuk babası olarak görüyor.
Oyuncu aşk konusunda ise şöyle söylüyor: "Aşk, sürekli bir duygu değil ne yazık ki... Mesela bir ilişkiye başladığımızda uzun süre aşık kalabiliyoruz.Sonra aşk,form değiştirmeye başlıyor. Daha baki duygulara bırakıyor yerini. Sevgi, şevkat, huzur gibi. Ardından o duyguların içinde hayatımızı sürdürürken bazı anlar oluyor ki tekrar aşık oluyoruz. İlişki sürekli aşk yaşadığımız bir şey değil. Alex’ın bir sözü aşka bakışımı çok iyi yansıtıyor. Diyor ki: “Hayat, nefes aldığımız anların toplamından değil, nefesimizi kesen anların toplamından oluşur.” Ben aşka böyle bakıyorum."

Oyuncu ilişkilerde karşısındakinin özgürlüğüne saygı duyuyor mu?
Oyuncu bu soruya şöyle cevap veriyor: "Saygı duymak ne kelime. Özgür olması, özgür hissetmesi için her şeyi yaparım. Kimse kimseye ait ya da sahip değil. Hepimiz biricik doğduk. Kimse kimsenin özgürlüğünü kısıtlayamaz, böyle bir hakkı yok. Benim hayatımda yeri olan kim olursa olsun istediğini yapmakta özgür. Aldığı her kararda destek olmaktan başka bir şey yapamam. Başka türlüsü haddim değil."

Peki oyuncu güzel olmayan birine aşk olabilir mi?
Oyuncu bu soruya ise muhteşem bir cevap veriyor. "Hangi insan çirkindir ki! Eğer bir insan çirkinse ona yeterince bakmamışsınız demektir.Gerçekten böyle düşünüyorum. Benim için dış güzellik bir kriter bile değil. İnsanın karakteri güzel olacak. Dış güzellik ararsanız sokakta milyon tane güzel insan var. İçi güzel olan
insan kalmadı. Maharet onu bulmakta."

Oyuncunun bu güne kadar sette yaptığı en komik hata nedir?
,"Yani genelde işimi çok ciddiye alarak yapıyorum ama itiraf ediyorum! Bir keresinde çok gergin bir sahne çekilirken kendimi kadraj dışı sanıp dans etmiştim; klip çeker gibi. Herkes sahneye o kadar odaklanmıştı ki rejiden bir arkadaşım dışında kimse benim dansı fark etmemişti. Sonra kadrajda olduğumu öğrenince yönetmenime gidip söylemek zorunda kaldım. Fakat diyemiyorsun ki; “Hocam ben dans ettim” diye. Cesaretin varsa de! “Hocam ben kameraya baktım, sonra da oyunumu bozdum” dedim. “Nasıl yani?” diye sorarak görüntüyü istedi. Oturduk ve yönetmenle birlikte tüm set dansımı izledik. Yerin dibine girdim utancımdan. Fakat durum o kadar absürt ki yönetmen de kızamadı. Hep beraber güldük; başımdan aşağı kaynar sular boşaldı. Bir de yönetmenimiz çok insaflıdır, o da iyi denk geldi. Sevgiler kendisine buradan"

Oyunculuğun en çekilir ve çekilmez yanlarını ise şöyle anlatıyor.
"Hayatı duygularınla yaşamak için bir motivasyonun olması çok büyük bir kolaylık. Oyunculuk bu motivasyonu hediye ediyor. Çünkü gerçekten şu anda dünyanın en çok ihtiyacı olan şey, insanların duygusal ve duyarlı olması. Çok acımasızlaştık. Herkes kendini, menfaatlerini düşünür oldu. Üstüne üstlük bazı kavramların anlamları bence insanlar için çok değişti.

Sevgi, aşk, mutluluk, değer, maneviyat... İnsanlara bu kavramların anlamlarını sorduğunuzda çok garip cevaplar alıyorsunuz bu devirde. Bu kavramların temel anlamlarını kaybetmemek ve öyle yaşayabilmek adına hayatı duygusal ve duyarlı yerden yaşamayı kolaylaştırıyor oyunculuk.

En çekilir yanı o herhalde. En çekilmez yanı da insanların sizi farklı bir yere konumlandırıyor olması. Hayır arkadaş! Sen emlakçısın, öğretmensin, öğrencisin, astronotsun, bilim insanısın; ben de oyuncuyum. Benim mesleğimin tek farkı mesleğimi yaparken benim izleniyor olmam.

E, zaten ben işimi yaparken izleyici olmazsa benim yapmamın ne anlamı var? Kime ne anlatacağım?  O yüzden o da doğal. Büyütecek bir şey yok! İnsanlar sizi hiç hesapta olmayan bir yere koyduğunda, kendinize sürekli bunun bir illüzyon olduğunu hatırlatmak zorunda kalıyorsunuz. Burada izleyiciyi suçlamıyorum. İzleyiciler bir şekilde var olmalı ki sanatçı olarak bir şeyler anlatmaya, aktarmaya devam edebilelim.

Suç, global olarak yaratılmış bir “sektör” algısında. Ve magazinle, haberlerle, çeşitli sosyal medya mecralarıyla ekranda iş yapan insanların hayatlarında olup bitenleri, başkasının hayatında olup bitenlerden daha önemliymiş gibi lanse eden kuruluşlarda.
Ve bu sanatçının da işini zorlaştıran bir şey. Sanatçı, tanınırlığa, üne, şöhrete kapılırsa kaybolup gitmeye mahkum bence. Bunun içinde kaybolup gitmeyenler gerçekten sanatçı kalabilenler aslında.

Bakın mesela, İpek Bilgin. Şu anda tüm Türkiye tanıyor İpek'i. Ama tanıyıp tanıyabileceğiniz en içten, en yürekten ve en alçak gönüllü insan. Bazen ona bakıp hayret ediyorum, içimden soruyorum hatta " Acaba ünlü olduğundan haberi yok mu?" diye. Sonra bakıyorum, gerçekten yok. Çünkü hiç önemsemiyor. Bu da sanatını tüm etiketlerden arınmış olarak, su gibi yapabilmesine sebep oluyor bence."

oyuncu Sosyal katmanı olan projelerin ilgisini çektiğinide söyledi.
Nedim’i oynamak da tüm bedensel engelliler adına farkındalık yaratmak için  fırsattı. Onu etten kemikten biri haline getirme konusunda kendime güvendim” dedi.

oyuncuyu yolda görenler, Nedim olarak tanıyorlar mı?
"Nedim’in gerçek biri olduğuna inansınlar diye elimden geleni yapıyorum. O yüzden de izole yaşıyor, kendimi olabildiğince saklamaya çalışıyorum. İnsanların gerçeklik algısını kırmamak için yapıyorum bunu. Engelli bir bireyin Nedim gibi sevebileceğini, mücadele edebileceğini görmesi ve bunun gerçek olduğunu hissetmesi önemli." dedi.


Berker yeni bir karakter yaratmanın en çok hangi yanını seviyor?
"Öğrenmek… Bayılıyorum bu duruma. Mesela zihinsel engelli bir karakteri çalışırken neden kaynaklandığını, davranışlarını, hayata yaklaşımını öğreniyorsunuz. Hayatta inanılmaz bir öğrenme alanı açıyor karakter çalışmak. En güzeli hayatta ne, işinize yarıyor. Kayıp bile yaşasanız o duyguyu bir yerde kullanabiliyorsunuz. Yaşadıklarımla hayat çantamı dolduruyorum." dedi.

Berker Güven’in rol aldığı diziler ve filmler:
2019 – Zalim İstanbul (Nedim) (TV Dizisi)
2017 – Vatanım Sensin (Aleksi) (TV Dizisi)
2017 – Babam (Arif) (Sinema Filmi)
Berker Güven Kimdir?
Berker Güven Kimdir?
Berker Güven Kimdir?
Yorumlar :
Henüz yorum yok
Ad ve Soyad
Yorumunuz